» Köpek Bakımı ve Beslenmesi
Künyesi
Vücut Isısı
38-39 derece
Solunum Sayısı
10-40 / Dakika
Nabız Sayısı
60-160 / Dakika (Yetişkin) 200-220 / Dakika (Yavru)
Diş Sayısı
42 (Yetişkin)
İlk Süt Dişi Çıkışı
4-5 Haftalık
Diş Değişim Yaşı
4 Aylık (Diş Değişim Yaşı Irklara Göre Değişim Gösterebilir. Ortalama 4 Aylıkken Başlayan Değişim 6 Aylık Olduklarında Tamamlanır.)
Kızgınlık Süresi
6 Ayda Bir 21 Gün
Ergenlik Yaşı
7 – 12 Ay
Gebe Kalma Dönemi
Kızgınlığın 9-13 Günleri Arası
İlk Çiftleşme Yaşı
18 Aylık
Gebelik Süresi
Ortalama 60 Gün (57-63 Gün)
Doğumdaki Yavru Sayısı
1 – 14
Gözler
Parlak Ve Canlı
Ağız Ve Dil
Pembe Renkte
Burun
Nemli
Kalori İhtiyacı
Küçük Irk (2Kg-10Kg)--200 Kcal – 750 Kcal /Günlük Orta Boy Irk (10Kg–25Kg)--800 Kcal – 1500 Kcal /Günlük Büyük Irk (26Kg–40Kg)--1600 Kcal – 2100 Kcal/Günlük
Tüy Değiştirme
Senede 2 Kez
Öğrenme
Köpeklerde öğrenme tekrarlarla gerçekleşir. Öncelikle dağarcıklarında bulunan (daha önce öğrendiği) davranışları uygularlar. Bu davranışlar amaçlarına ulaşmaya yeterli gelmezse değişik yollar denerler. Denemeler ve yanılmalardan sonra doğru davranışı bulurlar. Yani ödülü elde ederler. Aynı davranışı her tekrar ettiğinde ödüle ulaşıyorsa, bu davranış köpeğinizin dağarcığına gittikçe yerleşir ve aynı uyaran olduğu müddetçe benzeri davranışları sergiler. Yani bu tepki öğrenilmiş olur.
Köpeklerde bir diğer öğrenme yöntemi ise şartlı reflekstir. Örnek vermek gerekirse; mama verilmeden önce her zaman “mama vakti” diye sesleniliyorsa, konuşma esnasında kullanılacak bir mama kelimesi kendisine yemek verileceğini zannetmesine neden olur. Dışarıya çıkmak için sahibinin mantosunu giydiğini gören köpeğin, sahibine karşı sevgi gösterilerinde bulunması da başka bir şartlı refleks örneğidir. Bunun nedeni, mantonun giyilmesi ile dolaşmaya çıkarılacağını ilişkilendirmesidir.
Ödül-Ceza
Ödül, köpeğinizin nasıl davranması gerektiğini öğrenmesinde ve davranış şeklinde istediğiniz değişiklikleri gerçekleştirmenizde en büyük yardımcınızdır. Köpeğinizin hoşuna giden herhangi bir şey ödül olabilir. Yiyecek, okşanma, sıcak bir sevgi gösterisi, “aferin” gibi belirli bir kelime, dışarı çıkma… Bunlar köpeğinizin doğru davranışları yapmasını teşvik eder.
Köpeğinizin sahip olduğu davranışların çoğu teşvik edilmenin sonucunda şekillenir. Ödül ya da teşvik, yapılan davranışın gelecekte tekrarlanma olasılığını arttırır. Aynı zamanda hızlı bir şekilde öğrenmeyi sağlar.
Ödüllendirmenin zamanı da önemli bir konudur. Köpeğiniz hoşunuza giden bir davranışı gerçekleştirdiğinde, onu bir iki saniye içinde ödüllendirmelisiniz. Köpekler sürekli hareket halinde olan canlılardır. Bu yüzden geç yapılan bir ödüllendirme, onun hangi davranışı için ödüllendirildiğini anlamasını güçleştirecektir. Ödüllendirdiğiniz anda köpeğiniz ne yapıyorsa teşvik ettiğiniz davranış da o olur. Örneğin; köpeğinize oturmayı öğrettiğinizi düşünelim. Köpeğiniz oturduğunda ödüllendirmek için ayağa kalkmasını bekleyip ödülünü verirseniz, onun oturmasını değil ayağa kalkmasını ödüllendirmiş olursunuz. Özellikle tuvalet ve otur kalk eğitiminde, ödül en büyük yardımcınız olacaktır. Aslında bu işin mantığı çok basittir. ''Köpeğiniz hoşunuza giden bir şey yaptığında siz de onun hoşuna giden bir şey yapın''
Yavru bir köpeğin elbette bir takım yaramazlıkları olacaktır. Bu istenmeyen davranışların bir daha tekrarlanmaması için genel olarak, cezalandırma ya da yüksek sesle ikaz etme yöntemlerine başvurulur. Bu noktada en önemli şey, dozu iyi ayarlamaktır. Eğer çok sert bir cezalandırma yöntemi (aç bırakmak, dövmek ya da karanlık bir odaya kapatmak gibi) izlenecek olursa, köpeğiniz hayatı boyunca sizden hep korkacak ve bu yüzden sözünüzü dinleyecektir. Bu da sevgiden çok korkuya dayalı bir itaat anlamına gelir. Bu nedenle köpeğinize fiziksel ceza vermekten kaçının. Hata yapmasını ufak tefek tedbirler alaraktan engelleyin. Ses tonunuzda yapacağınız bir takım değişikliklerle onun üzerinde hakimiyet kurun.
Yapılacak en güzel şey, daha ilk günlerden başlayarak köpeğinize “HAYIR” kelimesinin anlamını en iyi ve doğru biçimde öğretmek olacaktır. Bu şekilde köpeğinizle birlikte çok daha kolay ve rahat bir yaşam sürdürebilirsiniz.
Egzersiz
Köpeklerde enerji ihtiyacı ve yem tüketimi aktivite, yaş ve çevre ısısına bağlı olarak değişir. Köpeğinize, enerjisini sarf edecek aktiviteyi gerçekleştirmesi için yeterli egzersiz imkanı sağlamalısınız.
Yavru köpekler çok hareketli olduklarından dolayı bol egzersize gereksinim duyarlar. Egzersiz ihtiyacı yaş kadar köpeğinizin ırkı ile de alakalıdır. Örnek vermek gerekirse, bir Av köpeğinin günlük egzersiz ihtiyacı bir Terrier’e göre çok daha fazladır. Köpeğinizin ırk özelliklerini inceleyerek onun egzersiz gereksinimini daha iyi anlayabilirsiniz. Ancak köpeğiniz hangi ırk olursa olsun günlük kısa yürüyüşler tüm köpekler için şarttır.
Büyük ve dev ırk köpeklerde gelişim süreci ve kemik gelişimi daha uzun sürede tamamlandığından egzersizler sınırlı tutulmalıdır. Çok uzun koşular, yüksek yerlerden atlamalar ve ağır egzersizler kemik gelişimi tamamlanıncaya kadar yapılamamalıdır.
Tüy Bakımı ve Fırçalama
Tüy bakımı köpeklerde üzerinde önemle durulması gereken bir konudur. Çünkü yılda en az iki kez olmak üzere tüy değiştirirler. Bahçede yaşayanlarda bu genellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında daha yoğun dökülme şeklindedir ve daha kısa sürer. Fakat evde yaşayanlarda bütün yıla yayılarak devam eder.
Eğer bir beslenme bozukluğu, bir hastalık, lokal bir açılma yoksa bu tüy değiştirme olarak adlandırılır. Bizim yapacağımız onu her gün hatta yoğun tüy değiştirme zamanlarında sabah akşam olmak üzere iki defa fırçalamaktır. Bu işlem için en uygun olanı tel fırçalar ve ele geçirilebilen çeşitli eldivenlerdir.
Yavru köpeğinizi fırçalamaya ne kadar erken alıştırırsanız ileride o da siz de rahat edersiniz. Çünkü fırçalama genel bakım için beslenme kadar önemli bir işlemdir. Fırçalama yaparken köpeğiniz üzerinde gerekli olan günlük kontrolleri de uygulamış olursunuz. Bu özellikle deri problemlerine yatkın olan ırklarda sorunu erken keşfetmek bakımından önemlidir.
Fırçalama yaparken ele geçirilebilen fırça tipleriyle deriye masaj yapıp kan dolaşımını da uyarmış olursunuz.
Banyo
Sanıldığı gibi köpekler kolay kolay kokmaz ve sık yıkamak daha iyi temizlik anlamına gelmez. Çünkü köpeklerde ter bezleri yoktur. Yani köpekler patileri dışında terlemezler. Dolayısıyla tere bağlı koku oluşmayacağından bizim gibi sık olarak yıkanmaya ihtiyaç duymazlar.
Sık yıkandığında derinin Ph değeri değişir ve aslında koruyucu olan derinin üzerindeki yağımsı tabaka kaybolur, köpeğiniz mantar ve uyuz gibi hastalıklara daha duyarlı hale gelebilir. Genellikle aşılama döneminde doktorunuz yıkamaya zaten izin vermez. Daha sonrasında ise eğer deride medikal bir problem yoksa, ama yıkamak istiyorsanız ayda bir kez yıkama önerilir. Çoğu tüylü köpek sadece fırçalamakla temizlenebilir.
Yıkayacağınız zaman onu önce ılık suyla ıslatmalısınız. Bu işlem için genellikle bir küvet tavsiye edilir. Küvetin altına onun kaymayacağı paspas şeklindeki malzemeden konursa iyi olur. Doktorunuz özel bir şampuan önermediyse köpek şampuanını bir kasede bir kaç misli su ile çoğaltın. Bir sünger parçası alın. Su ile dilüe ettiğiniz şampuanı emdirip köpeğinizin üzerine sürün. Şampuanı direkt dökmeyin ve kesinlikle insan için üretilen şampuan ve sabunları kullanmayın. Köpek şampuanları insan şampuanları gibi üretilmediğinden çok köpürmesini beklemeyin. Kulağına su kaçırmamaya ve gözüne şampuan gelmemesine dikkat edin. Bunun için kulağına vazelinli pamuk koyun. Çünkü kaçan su kulakta kronik (uzun süreli) otitis externa dediğimiz dış kulak yolu enfeksiyonuna sebep olabilir. Durulamayı ılık suyla (sıcak veya soğuk olmayacak) çok iyi yapın. Eğer çok kirli ise aynı işlemi ikinci kez tekrar uygulayabilirsiniz. Sonrasında onu önce bir havlu ile silin ve fön makinesinin ılık ayarıyla (sıcak değil) iyice kurutun. Köpeklerin derileri zor kuruduğundan cereyandan uzakta bir yerde tutun ve mümkünse o gün (en azından 4 - 6 saat dışarı çıkarmayın. Kendiniz rahat yıkayamıyorsanız köpek kuaförlerinde yıkatabilirsiniz. Ancak herhangi bir nedenle farklı bir şampuan kullanması gerekiyorsa kuaföre giderken şampuanını da beraberinizde götürmelisiniz.
Diş Değişimi
Yavru köpekler 3,5 aylıktan 8 aylığa (genellikle 6. aya) kadar süt dişlerini dökerler. Yerine hayat boyu kalıcı olan ana dişler çıkar. Dökülen dişleri zaman zaman yerlere düşmüş olarak görebilirsiniz. Çoğu zaman da yemek yerken kendileri yutarlar. Bu dönemde diş kaşıntısı çok fazla olduğu için bulduğu her şeyi kemirecektir. Siz kendisine zarar vermemesi için potansiyel olarak kemirebileceği her eşyayı, sanki evde emekleyen bir çocuk varmış gibi düşünüp ortadan kaldırmalısınız.
Bu dönemde onun kemirmesi için hazır ürünler verebilirsiniz. Kalın halat şeklinde, düğümlenmiş, uçları püsküllü olan diş ve oyun ipleri, doğal malzemelerin işlemden geçirilmesiyle elde edilmiş yapma kemikler kullanabilirsiniz.
Sanılanın aksine köpeklerde diş bakımı da gereklidir. Yani onların da dişlerinin fırçalanmasına ihtiyaç vardır. Normalde tartar oluşumu 1,5 yaşından sonra başlar. Fakat daha yavruyken, fırçalamaya alıştırmak gerekir. Bu işleme en küçüklerinden çocuk diş fırçası veya köpekler için hazır satılanlardan temin ederek başlayabilirsiniz. Öncelikle diş fırçasını ıslatarak alıştırıp sonra da köpek diş macunu ile devam edebilirsiniz. Fırçalama aynı bizde olduğu gibi yukarı aşağı ve daha az olarak da sağa sola doğru olmalıdır.
Tabi ki köpeklerin dişleri sadece fırçalanarak temizlenemez. Bunun için yukarıda diş kaşıntısı dolayısıyla kullandığınız yardımcı malzemeler ve yöntemlere ilave olarak özel olarak tartar temizliği için üretilmiş mamaları da verebilirsiniz.
Sosyalleşme ve Sosyalleştirme
Köpekler sosyal canlılardır ve her zaman yeni dostluklar kurmaya heveslidirler. Meraklı ve öğrenmeye aç bir şekilde tecrübe ettikleri her şeyi hafızalarına kayıt ederler. Bu çok önemli dönemde karşılaşmadıkları ya da kötü tecrübe ettikleri her şey, onlar için erişkin yaşamlarında, korkuyla tepki verdikleri davranışlara dönüşebilir. Bu nedenle özellikle 1.5 - 3 ay arasındaki ana sosyalleşme dönemi köpeğin psikolojik dünyasında çok büyük bir önem taşır.
Köpek yavrularının dünyaya insanlar ve yaşadıkları çevre hakkında bilgi sahibi olmadan geldikleri unutulmamalıdır. Bu nedenle köpekler; her türlü insanla (kadın, erkek, çocuk, yaşlı…), hayatları boyunca karşılaşabilecekleri diğer evcil hayvanlarla (kedi, köpek..), her çeşit taşıtla (otobüs, araba, bisiklet…) bu aylarda tanıştırılmalı ve çağrışımlarının daima pozitif olmasına dikkat edilmelidir.
Köpeğiniz size ve yeni çevresine alıştıktan sonra, onu diğer canlılarla tanıştırmalısınız. Çocuklar ve diğer insanlarla kontrolünüz altında oyun oynamasına ve dostluklar kurmasına izin verin. Aşıları tamamlandıktan sonra dış çevreyi tanımalarına olanak sağlamalısınız. Diğer köpeklerle kontrollü bir şekilde oynamasına izin vererek kendi türü arasındaki doğal ve sosyal davranışları öğrenmesine yardımcı olmalısınız. Yavru köpeğinizi çok uzun süre yalnız bırakmayın. Bu ona aşırı stres yükleyecektir. Kalabalık caddelerde gezdirerek çevresini kabullenmesini sağlayın. İlk başlarda havlayarak kalabalığa tepki verecektir. Ancak bir süre sonra onları kabullenecek ve yürürken diğer insanları rahatsız etmeyecektir.
Ancak unutmayın ki; sosyalleştirilmeyen köpekler insanlara ve diğer hayvanlara karşı saldırgan ve güvenilmez olacaktır.
Beslenme
* Yetişkin bir köpeğin gıdasında yüksek oranda protein, karbonhidrat ve yağ bulunmasına dikkat edilmeli
* Günde bir ya da iki öğün beslenmeli
* Temiz su sürekli bulundurulmalı
* Aktivitelerden hemen önce ve sonra yemek vermemeli
* Özel faaliyetleri olan bir köpekse (koşucu, polis köpeği, av köpeği vb.) uygun diyetler hazırlanmalı ve gerekli takviyeler yapılmalı. Bu amaçla yoğun aktivite sırasında vücudu gerek duyacağı oksijen ve demir ihtiyacını karşılanmak amacı ile uygun oranlarda E vitamini ve Selenyum gibi elementlerin takviyesi faydalıdır.
* Kalsiyum ve fosfor oranının dengeli olmasına dikkat edilmelidir. Aşırı ve oransız kalsiyumun kireçlenmelere neden olabileceği unutulmamalıdır.
* Irkına özgün erişkin ağırlığının korunmasına dikkat etmeli aşırı kilo alması veya aşırı zayıflaması önlenmeli
* Sindirilebilirliği yüksek gıdalar tercih edilmeli
* Selülozun gıdasında yeterli bulunmasını sağlamalıdır. Böylece bağırsakların rahat çalışması sağlanacağı için sindirim sistemi hızı artırılmış olacaktır. Ayrıca selüloz doygunluğu artıracağından gıdasında yeterli oranda bulunması faydalı olacaktır.
* Gıdasında yeterli düzeyde vitamin ve mineraller bulundurulmalıdır.
* Köpeklerin sindirim sisteminin laktozu (süt şekeri) sindiremediği dikkate alınmalı ve gıdasında bulundurulmamalıdır.
* Gıda değişimi yapmanız gerektiğinde değişimi ani olarak değil yavaş ve günlük artırımlar şeklinde yapmanız sindirim sisteminin adaptasyonu için önemlidir.
* Günümüzde yetişkin köpekler için profesyonel mama firmaları tarafından köpeğinizin ırkına özgün boyutları üç ana sınıfa ayrılarak tüm gereksinimi olan temel besin maddelerini yeterli ve uygun oranlarda içeren pek çok mama bulunmaktadır. Bu amaçla ; Küçük ırk yetişkin köpek mamaları Orta ırk yetişkin köpek mamaları Büyük ırk yetişkin köpek mamaları bulunmaktadır. Yüksek aktiviteye sahip yetişkin köpekler için ‘performans‘ Alerjik yapıda ki köpekler için ‘lamb & rice‘ Metabolik hastalığı olan köpekler için de çeşitli ‘prescription‘ mamalar bulunmaktadır.
Tuvalet Eğitimi
Tuvalet eğitiminde bütün mesele şartlandırmadır. Bunun için ödüllendirme yöntemini kullanabilirsiniz. Eğitim için öncelikle köpeğinizin çiş ve kaka yapacağı yeri belirleyin. Bu amaçla seçtiğiniz yerin fazla ayak altı olmamasına ve yemek ile su kabından uzak olmasına dikkat edin. Daha sonra seçtiğiniz yeri gazete kağıtları ile kaplayın. Köpeğinizin çiş ve kaka zamanları genel olarak yemek sonrası, oyun sırasında, uykudan kalktıktan sonra veya su içtikten sonradır. Bu zamanları takip ederek onun çiş ve kaka için etrafı koklayıp kendi etrafında sık sık dönmeye başladığını gördüğünüzde alıp onun için seçtiğiniz yere götürün ve başında bekleyin. Seçtiğiniz yere çiş ve kakasını yaptığında severek ödülünü verin.(Köpek çikolatası veya bisküvisi gibi).
Sizin istemediğiniz bir yere yaptığında sert ve otoriter bir sesle azarlayın ancak daha aşırı tepki göstermeyin. Sizi anlayacağından kesinlikle emin olabilirsiniz. Unutmamanız gereken bir şey de onun çok küçük olduğu ve çişini ya da kakasını uzun zaman tutamayacağıdır. Bu nedenle çiş ve kaka için ayrılan yere yetişemeyebilir. İkinci önemli nokta ise öğrendiğini yaşının küçüklüğünden dolayı çok çabuk unutur. Öğrendiklerini pekiştirebilmek için en az 15 gün eğitimi aksatmadan devam ettirin.
EĞİTİM KOLAY OLSUN DİYE YEMEK, SU VERMEMEK VEYA ÇİŞ KAKA YAPMASI GEREKEN YERE KAPATMAK GİBİ SAĞLIKSIZ YÖNTEMLERE KESİNLİKLE BAŞ VURMAYIN...
Notlar
* Yüksek sesler, kalabalık ve çocukların onu sevmek için yakalamaya çalışmaları gibi faktörler ilk günlerde köpeğinizin korkmasına neden olabilir.
* Köpeğinize evde sıcak ve hava cereyanından uzak bir yaşam alanı sağlayınız. Köpeğiniz bu alanı uyumak ve dinlenmek için kullanacak ve burada kendini güvende hissedecektir. Bu alan bir kapısı olan kapalı bir kutu ya da yuva olabilir. Bunun dışında yere koyacağınız onun boyutlarına uygun bir yatak ya da sepet de olabilir.
* Yavru bir köpek günün büyük bir kısmını uyuyarak geçirir. Hatta bazen deyim yerindeyse “ölü gibi uyur”. Çünkü uyku da yavru için büyük bir gereksinimdir. Bazen köpek sahipleri bu durumdan telaşlanıp köpeğinin hasta olduğunu zanneder. Ancak endişe etmeyin. Bu durum çok normaldir.
* Köpeğinizi yerinden zorla çıkarmaya çalışmayın. Eğer orada durmak istiyorsa bırakın kalsın. Kendi istediği zaman zaten çıkacaktır. Çocukların onu orada sıkıştırmasına ve kızdırmasına izin vermeyin.
* İlk günlerde bütün evi kullanmasına izin vermeyin. Hem ortama yabancı olduğundan hem de ev ona başlangıçta büyük bir alan geleceğinden korkacaktır. Aynı zamanda bu olay tuvalet eğitimi açısından da yanlış bir davranıştır. Köpeğinize evinizi sizin gözetiminiz altında yavaş yavaş tanıtmalısınız. Kullanmasını istemediğiniz alanları (yatak odanız, mutfak…) ona öğretmelisiniz.
* Evde yanlış bir davranış yaptığında biri ona kızdıysa, diğer bir kişi gidip onu sevmemeli ve onla ilgilenmemelidir. Çünkü bu davranış köpeğinizin gelecekte kızan kişinin sözünü dinlememesine ve şımarmasına neden olacaktır. Şımarık bir köpek söz dinlemez ve kendi kafasına buyruk yaşar. Böyle bir şeyle karşılaşmak istemiyorsanız daha ilk günlerden tedbirinizi almalı, köpeğinize ondan üstün olduğunuzu, onun sahibi olduğunuzu ve sözünüzü dinlemesi gerektiğini hissettirmelisiniz.