Yoshi
Uyarı : Mesaj Sayısı : 159 Nerden : Çanakkale Kayıt Tarihi : 24/08/10 Rep Puanı : 45 Başarı Seviyesi :
Cüzdan Altın: 500 Gold Bar:
| Konu: Gerçekten Alınmış Korku Hikayeleri C.tesi Ağus. 28, 2010 10:15 pm | |
| Benimle yasayan biri var
Size anlatacagim bu olay, üniversiteye hazirlandigim yillarda basimdan geçen maceralardan sadece bir tanesi. Geceleri çalismak bana daha cazip gelirdi hep. Bu yüzden en erken saat 04:00' te yatardim. Bir gece ablamla ayni odayi paylasmak zorunda kalmistim (ablamin odasina kartonpiyer yapiliyordu). Ablam her zamanki gibi erkenden uyudu. O gece tarih çalisiyordum ve öyle bir kaptirmisim ki yaklasik 4 konu birden bitirmistim. Test kitabi almak için yandaki kitaplarimin oldugu kütüphaneye gittim ve birkaç test aldiktan sonra odaya döndüm. Geldigimde kitaplarin sayfalari karismis, kalemler yere düsmüs ve en korkutucu olani ise test cevaplarini yazdigim kagita neredeyse okunmayacak kadar silik bir yaziyla "Beni hatirladin mi?" yazilmisti. Biran kalakaldim, ablama baktim misil misil uyuyordu. Ablamin yanina yaklastim hafifçe sirkeledim ve olanlari anlattim. Uykuya düskün biri oldugu için gözlerini bile açmadan dinledi ve "Saçmalama yat artik, uykun gelmis senin" dedi ve yatti. Biran hak verdim, dislerimi firçalamak için tuvalete gittim. Iiçime bir korku düsmüstü birkere aceleyle dislerimi firçaladim odaya geri döndüm. Aman Allah'im aglamakli oldum bilgisayarim açikti, daha dogrusu açilmisti ve o yazinin yazildigi kagitin üstünde tatil resimlerimden biri duruyordu. Altinda ise "Simdi bir daha düsün beni hatirladin mi?" yaziyordu. Erkeklik yoktu artik aglamaya basladim ablami kuvvetlice sallayarak uyandirdim ama biryandan da agliyordum. Çünkü o resmin çekildigi yaz, fazla samimi olmadigim ama çok iyi tanidigim bir arkadasim trafik kazasinda ölmüstü. Hiçkira hiçkira agliyordum sinava bagli olarak içimdeki stressde patlak vermeye basladi ve koptum. Aradan 30-35 dk. falan geçmisti annem ve babam gelmis basucumda duruyorlardi. Gözlerime baktilar birer öpücük attiktan sonra isiklari kapatip gittiler. Ablam seslendi "Iyimisin?", evet dedim ve oda yatti ama ne mümkün ki ben uyuyayim. Sabaha kadar asker gibi uyanik olacaktim. Saatler geçti sabah ezanini duyuyordum. En büyük korkudur aslinda benim için sabah ezani. O muhtesem sessizlikte Müezzinden çikan ilk ses yüregimi hoplatir hep. Uyuya kalmisim sonra, o gün ders çalismadim ki bunun yaninda dershaneyede gitmedim zaten. Gece olmustu yine ders çalismiyordum, sadece oturuyordum ve tv seyrediyordum. Uyuya kalmisim, rüyamda Cem'i (ölen arkadasim) görüyordum, bana sitem ediyordu ve neden mektup yazmiyorsun, bana tatil resimlerinden yolla gibi seyler fisildiyordu. Kan ter içinde uyandim. Birseyleri anlamak isitiyordum ama kafayi yemek üzereydim. Sonra bitti, kesildi ama geçici bir süreymis. Su an 27 yasindayim yalniz yasiyorum, sabahlari kalktigimda bazi resimlerimi yerlerde buluyorum. Benimle yasayan biri var. Belkide su an sizler gibi yazdiklarimida okuyor.
-------------------------------------------------------------------------------- Kahve içmeye gelen cin
ben 18 yasinda bir kizim bu olay bana yaklasik 1 sene once arkadasim tarafindan anlatildi. arkadasim yatili okulda kalan bir kiz. biz hep cin olaylarini konustugumuz zamanlar inanmaz ve hep alay ederdi... yine okulda kaldiklari zaman cinlerden bahsediolarmis ve bu kiz yine alay etmeye baslamis gulup gecmis... daha sonra yatmislar kiz tam uyudugu zaman bir ses duymus cinin sesini yani cin ona demiski ''sen simdi bana inanmioyormusun? ''kiz da gulup ''evet inanmiyorum sana''demis. Cin buna yarin sen evine gittigin zaman saat 12 de sana kahve icmeye gelicem demis (kiz hafta sonlari evine gidiyormus) kiz gel bekliyorum demis. ertesi gun oldugunda kiz evine gitmis... o gece evde ailesi yokmus ve evde yalniz kalmak zorundaymis saat ilerledikce kiz korkmaya baslamis saat 12 yi vurdugu zaman kapi calmis birden bire kiz irkilmis ve tereddute dusmus kapiyi acsammi acmassami diye dusunurken kapi israrla diretiyormus ve birden bire bir ses gelmis o ses teyzesinin sesiymis kiz gulmus ve kapiyi acmis gelen gercektende teyzesiymis.kiz hayrola teyze neden geldin bu saatte diye sormus ve teyzesi ona onu osledigini soylemis biraz oturup konusmuslar... ve birden teyzesi kizdan kahve istemis kiz biraz saskin bi ifadeyle mutfagin yolunu tutmus ve kahveyi pisirmis ama suphelenmemis yinede hem inanmadigindan hemde teyzesi oldugu icin. sonra teyzesi kahvesini icip gitmis tabii kizin supheleride yok olmus bi anda aradan zaman gectikden sonra telefon calmis birden arayan polismis ona teyzesinin oldugunu haber vermisler saat kacta diye sordugunda 12 oldugunu soylemisler. kiz bunu duyar duymaz aklini yitirmis ve su anda hala pisikolojik tedavi goruyor ve en onemlisi cinlere inaniyor!!!
-------------------------------------------------------------------------------- Hersey gercekti
Girisi cekici kelimelerle yapmak isterdim ama aklimda sadece anim oldugu icin beklenilen bir giris yapamadim. Sizlere aktarmak istedigim bir olay var. Bunlari gozunuzde bire bir canlandirirsaniz sevinirim.
Bundan 4 sene evvel,daha once olamayan, aklima bile gelemeyecek seyler olmaya basladi. Gece uyuyor vaziyetteyken bir anda yukselmeye basladigimi hissediyordum. Arkama donup baktigim zaman kendi vucudumu hala uyuyor goruyor ve yoldan gecen arabalarin sesini duyuyordum. Ardindan bir serinlik yavas yavas vucudumu dolasiyordu. Evde dolanmaya devam ediyordum. Ilk defa basima geldigi icin irkilip,uyandim. Bu ilk olayda kendimi kontrol edememistim, ama daha sonrakilerde kontrolu yavas yavas elime gecirdim. Aradan 2 gun gecmedi, olay ikinci bir defa daha oldu. Kendimi kontrol etmeye calisiyordum. Ilk seferde oldugu gibi kendimi ve annemi uyuyor goruyordum. Daha sonra abim geliyordu aklima ve manyak gibi bir serinlik hissediyordum. Sanki her yerim buzla kapliymis gibi. Ardindan bu soguklugu unuttum, abim gozumun onune geldi. Onun yattigi odayi goruyordum. Odasini dikkatle incelemeye basladim. Bu sirada vucudumdaki sogukluk tekrar geri geldi. Dayanilamayacak bir seviyeye geldi. Artik dayanamiyordum ve uyandim. Parmaklarima baktigimda ,parmaklarim mosmordu. Ertesi sabah abimi aradim ve odasini tek tek tarif etmeye basladim. Abim sasirdi ve “Bunlari nereden biliyorsun?” dedi. Ben de ona sonra aciklayacagimi soyledim. Bu olaydan sonra Ankara’ya gittigimi ve gercekten bedenimden ayrildigimi anladim. Ama en onemlisi, bundan 1 gun sonra oldu. Uctugumu hissediyordum ve oturdugumuz apartmani yukardan goruyordum. Bir anda uyandim ve kendimi evimizin dis kapisinin onunde,yattigim giysilerle buldum. Kendime gelmeden evin ziline bastim. Icerden ahsap kapinin sesi ve demir kapinin surgu sesi bir anda beni hayrete dusurdu. Uyurgezer olarak disariya cikabilecegim aklima geldi. Ahsap kapi neyse ama demir kapinin surgusunu disardana asla kapatamazdim. Annem kapiyi acinca sok oldu. Disariya nasil ciktigimi sordu. Verdigim cevap sadece “Bilmiyorum” oldu. Gittim yatagima yattim. Ama ne kadar korksam da bu dolasmalarin yerini hicbir sey dolduramazdi.
--------------------------------------------------------------------------------------- Ya karabasan, ya da baska birsey
Size anlatacagim bu olay hem benim hemde abimin basindan bir kac kez gecmis bir olaydir. Adimi yazdim ben su an Kastamonu'dayim ve Kastamonu kucuk bir sehir oldugu icin cevrem genistir en azindan babami bir cok kisi tanir. Ayrica ben Kastamonu Mustafa Kaya Anadolu Lisesi mezunuyum daha oncede Bolu Izzet Baysal Anadolu Lisesindeydim. Ve su an 19 yasindayim.
Bu tur bir olay en son yaklasik 3 hafta once basima geldi ama fazla uzun surmedi.
Bu konuda yasadigim ve hatirladigim en iyi olayi sanirim 95-96 egitim ogretim yilindaydi ve ben Bolu I.B. Anadolu Lisesi 8/C sinifindaydim ve ben bu olayi bir kac arkadasima anlattim ama kimse bana pek inanmadi..
Gelelim yasadigim olaya;
o zamanlar Ramazan ayindaydik o siralar gastrit hastasi oldugum icin sahura o gunlerde annem beni kaldirmiyordu. Ve yasadiklarimi dakikasi dakikasina hatirliyorum.
Sahur vaktiydi salondan isik geliyordu ve annemin sahura kalktigini anlamistim yatagim karsisinda yatan abimi gordum bana sirti donuk bir sekilde yatiyordu. Bir an ustumde sanki bir agirlik cokmus gibiydi kesinlikle ne kipirdiyabiliyor nede sesimi cikartabiliyordum. Sadece gozlerimi hareket ettirebiliyordum ve bir an elime baktim ama yinede kipirdatamiyordum. Agzimi jkapatmaya calisiyordumki biraz zorlandigimi hissettim kendimi iyice zorladigimda ise kapatabilmistim. Ama sanki gercekten agzimda bir hava akimi gibi birsey hissettim. Bu ayni iki miknatisin ayni kutuplarini birbirne dogru ittiriken ki etki gibiydi. Belki bu size cok sacma ve komik gelecek ama gercektende boyleydi. Bu olay yasadigim en uzun ve en zorlu halk deyimiyle karabasan olayiydi.
Ama belkide herkesin sandigi gibi karabasandiye birsey olmayabilir belki insanlarin yatarken tibben gecici olarak hareket etmelerini engelyyen birsey olabilir. Ama ben bunu sanmiyorum cunku ben herseyi gorebiliyordum ama kesinlikle ne hareket edebiliyor nede sesimi cikartabiliyordum.
-------------------------------------------------------------------------------------- Hala inanamiyorum
Size basimdan gecen inanilmasi guc bir olayi anlatacagim. Su anda 19 yasindayim. Bundan yaklasik bir sene once, evde tek basima kaliyordum. Bizim daire 4.katta oldugu icin pencerem sonuna kadar acik odamda resim ciziyordum. O anda aklima onceden seyrettigim bir korku filmi geldi. Bir anda urpermistim. Tipki o korku filmde olanlarin basima az sonra geleceginden habersizdim. Mutfaga bir bardak su almaya gittim, odama donerken arkadan bir elin omzuma dokundugunu farkettim. Birden bardagi firlattim ve odama gittim. N'olur yardim edin diye kendi kendime mirildaniyordum, fakat bir turlu korkudan bagiramiyordum. 4.katta oLmamiza ragmen penceremden tikirtilar geliyordu. Odamin bir kosesinde dizlerimin ustune cokmus agliyordum, sonra disari cikmaya karar verdim , o sirada masamin ustundeki resim dosyalarimda garip bi resmin cizili oldugunu farkettim. Artik neredeyse delirme asamasina gelmistim. Odamin kapisini actim ve hizla disari ciktim. Sanki apartmanda benden baskasi oturmuyormus gibi geliyordu. Gece saat 01:00 civarlariydi, sokakta kimse yoktu. Bense pijamalarimla sokakta oylesine yuruyordum. Inanilmaz bir olaydi, dusunebiliyordum fakat bir turlu istediklerimi yapamiyordum. Sonra ilerde birkac kedi belirdi benim pesimden geliyorlardi. Kediler bana saldirmak istiyorlardi, inanilmazdi alabildigince kaciyordum. Fakat etrafta benden baska kimseyi goremiyordum. Sahaba karsi gunes yeni yeni dogarken kendine geldim. Odamdaydim, pencerem ardina kadar acikti. Gorduklerimin ruya oldugunu dusundum bir an. Fakat pijamalarimin kirli oldugunu farkettim. Ayrica sag ayak bilegimde de cizikler vardi. Bunlar kedilerin izleriydi. Yataktan kalktim, daireninn kapisininda acik oldugunu farkettim. Fakat nasil olurduda hic bisey hatirlamadigim halde odama geri donmustum.
Hic kimseye bu olayi anlatamiyordum, anlattiklarim ise bana pek inanmis gibi bakmiyorlardi. O gunden sonra birdaha hic resim cizmedim. Odamda cizilmis halde buldugum resmi ise yakmistim
-------------------------------------------------------------------------------- Bu olay benim en samimi arkadasimin basindan geçmis bir olay.
Arkadasim bir gün evde otururken teyzesi telefon etmis vede 15 dakika içinde gelecegi ve birseyler hazirlamasini istemis. Arkasasim da telefonu kapadiktan sonra mutfaga geçip birseyler hazirlamaya baslamis, 10 dakika sonra kapi çalmis vede teyzesi içeri girmis, oturmuslar ama teyzesinin çoktelasli oldugunu farketmis, teyze neyin var diyormus ama birseyinin olmadigini basnin agridigini söylüyormus. Arkadasima bakiyormus ama hiç gülmüyormus, neyse Teyzesi 10 - 15 dakika oturmamis bile alisverise çikacagim diye evden çikmis Arkadasim tam Teyzesini ugurlamis o sirada telefon çalmis, Telefonu açtiginda telefondaki Teyzesiymis "ben biraz geç kalacagim beni merak etme demis" Arkadasim o panikle cama kosmus, Telefondaki benim teyzemse yanima gelip oturan da kimdi. Cami açiyor vede teyzesi ayaklari ters bir biçimde yürüyerek gidiyor...
-------------------------------------------------------------------------------- Seytan
Yil 1994 temmuz ayi cumartesi aksami.. Ben ve kardesim o aksam yemek yiyorduk ve aniden zil caldi, kapiyi annem acti.Kapida olan kisiler arkadaslarimdi ve bizi asagiya cagiriyorlardi saat 10.00'na geliyordu sofradan kalkar kalkmaz asagiya indik arkadaslarimizla her gece korkunc hikayeler anlatirdik, (Gece dedim cunku sabahlara kadar oturur hikayeler anlatir oyun oynardik) her kafadan bir hikaye cikardi ortaya ama birbirimizi korkutmak icin yaris yapardik.O aksam herkez hikayesini anlattiktan sonra oyun oynamaya karar verdik, o zamanlar 11 yasindaydim ve saklanbac oynamayi cok seviyordum. Ebe saymaya basladiginda herkes yerini almisti ve bende, tabiki ben o anki olacak olaylardan haberdar degildim, kim bilirdiki seytani karsimda gorecegimi neyse konuya gecelim ben yerimde ebenin saymayi bitirmesini bekliyordum ebenin saydigi binanin yan tarafindaydim ebebin saymasi bitmedigi icin sikintiya girmistim o, an arkami donmemle dona kalmam bir olmustu simdi seytanla karsikarsiyaydim o herkesin bildigi gordugu bir tipten degildi (tabiki gorenler icin..) 2 metre boyu,yumrugum kadar iri ve kipkirmizi gozleri catal biciminde uzun asasi 2 adet iri buynuzlari ve ustunde siyah birseyi vardi ama ayaklari yoktu evet yanlis okumadiniz ayaklari yoktu adeta ucuyordu o, anda vucudum cozulu vermisti hemen bahcenin ortasindaki kuyunun arkasina saklanmistim ebe agladigimi duyunca hemen arkadaslara haber verdi bu seytani yakin arkadasimda gormus ve oda cok korkmustu. (ismini vermeyecegim.) Ve bu olaylardan sonra her pisligin yaninda cinlerin olduguna saitlik ettim. Ertesi sabah seytani gordugum yere geldik orada bulunan ev bombostu evin icinde bir el vardi ve sanki el bizi seyrdiyordu once inanmadik sonrada banyoda gorduk ev zemin kattaydi banyonun penceresinden iceri yumurta kartonu attik ve karton geri geldi ve bu olay bi kac defa gerceklesti ne zaman oraya gitsek ust kattakilerin kizini yerde baygin buluyorduk ve bu olaydan sonra bisey farkettimki ne zaman korkunc hikayeler anlatsak ozaman kotu seyler oluyordu ama anlatmayida seviyorduk. Bu yuzden siz siz olun sakin korkunc seylerden bahsetmeyin eger cinlerden bahsedecekseniz kotu varliklar diye konusun, bunu sakin unutmayin...
--------------------------------------------------------------------------------
ilk Vampir
Baloya hos geldin cocuk, maskeli balomuza… Sonsuz gecede yapilan ve binlerce yildir sure gelen, maskesini dusurenin oldugu acimasiz, bir o kadarda gizemli olan balomuza. Eminim su an kendini garip hissediyorsundur… Haklisin, yeniden dogusun olagan bir yan etkisi, nefes almadigini fark ettin mi? Artik ihtiyacin olmayacak… Biz gecenin cocuklariyiz, Yukardaki tarafindan lanetlenmis, Lilith tarafindan kutsanmis… Artik sen bir Kindred'sin. Buna alisman biraz uzun surecek. Sicak kanini icerken oldurdugun insanin olu gozlerine bakmak belki sucluluk duymana yol acacak, ama seni temin ederim, sonsuz hayatimizin her gecesinde, kalan insanligimizin son parcalarinada veda ediyoruz. Taki soguk katiller olana dek. Bu karanlik dunyada sana anlatacagim cok sey var, ama istersen en basindan basliyalim, tarihin ilk zamanlarindan…
Tarihin ilk zamanlarinda, Adem ve Havva evlendi ve 3 tane ogullari oldu. Caine, Abel ve Seth. İlk dogan Caine, bitkileri yetistirdi. Onlari suladi ve buyuttu, hayat verdi. İkinci dogan Abel hayvanlara bakti. Onlari besledi ve buyuttu.
Bir gun Adem iki ogluna soyle dedi. ''Caine, Abel, [Yukardaki] icin bir kurban Caine, [Yukardaki] icin en tatli meyvalarini, en olgun bitkilerini getirdi.
Abel, [Yukardaki] icin en genc, en guclu hayvanini kurban etti.
İki kardeste kurbanlarini Adem'in altar'ina koydular ve atese verdiler. Duman onlari yavasca yukari dogru goturdu. Abel'in kurbani tatli bir koku yaydi ve kabul edildi. Caine'inki ise kabul edilmedi ve Caine sert bir sekilde azarlandi.
İlk dogan aglamaya basladi, gece gunduz [yukardaki]'ne dua etti.
Adem kurban vaktinin yeniden geldigini soyledi. Abel yine en guclu ve genc hayvanlarindan birini oldurdu. Caine ise eli bos geldi, cunku kurbaninin istenmeyecegini biliyordu.
Abel soyle dedi; ''Caine, neden bir kurban getirmedin?''. İlk dogan gozleri yasli bir sekilde kardesinin kalbine mizrak saplayarak onu kurban etti, hayatta en cok sevdigi seyi.
[Yukardaki] onu cennetten atti, ve Nod denilen bir yere surgun etti.
Caine karanlikta yanliz kalmisti. Acti, usuyordu ve agliyordu... Karanligin icinden tatli bir ses geldi. Siyahlar icinde bir kadin Caine'e dogru yaklasti.
''Hikaye'ni biliyorum, Nod'lu Caine. Acsin, bende yemek var. Usuyorsun, bende kiyafetler var. Uzgunsun, bende rahatlik var''
''Benim gibi lanetli birini niye rahatlatasin? Neden giydiresin? Neden besleyesin?'' ''Ben senin babanin ilk karisiyim. Yukardakine karsi geldim ve ozgurlugu karanliklarda buldum. Ben Lilith'im. Bir zamanlar bende usuyordum. Benim icin sicaklik yoktu. Bir zamanlar bende actim, benim icin yemek yoktu. Bir zamanlar bende uzgundum, benim icin rahatlik yoktu.''
Lilith Caine'i agirladi ve onu besledi, rahatlatti. Caine onun evinde bir sure kaldi, ve birgun ona sordu:
''Sadece karanliktan, bu evi nasil yaptin? Nasi kiyafetler yarattin? Nasi yiyeceklerini yetistirdin?''
Lilith gulumsedi ve cevap verdi: ''Ben uyandim. Bu sayede istedigim gucu yaratiyorum'' ''Beni de uyandir Lilith, benim de guce ihtiyacim var. Bende kendi evimi, giysilerimi, yiyeceklerimi yaratmaliyim.''
''Uyanmanin sana ne yapacagini bilmiyorum. Sen baban tarafindan lanetlendin. Olebilirsin, sonsuza kadar degisebilirsin.''
''Guc olmayan bir yasamin ne onemi var? Sen olmadan ben olurum, ama senin kolen olarak yasayamam.''
Lilith Caine'i seviyordu. Bunun olmasini istemesede Caine'in istedigini yapti ve Caine'i uyandirdi. Bileginden gelen kani bir kaba koydu ve Caine'e icirdi. Caine Abyss'e dustu, o kadar uzun dure dustuki bu ona sonsuzluk gibi geldi. Gozlerini actiginda karanlik bir yerdeydi.
Karanligin icinde Caine parlak bir isik gordu. Gecede parlayan ates, Michael, Kutsal Atesin koruyucusu ona gelmisti, ve soyle dedi. ''Adem ve Havvanin oglu, sucun buyuk ama babamin bagisliyiciligi da cok buyuk. O seni affetti.''
Caine cevap verdi; ''[Yukardaki]'nin acimasiyla degil ancak kendi vicdanimla gurur icinde yasayabilirim.'' ve reddetti.
Ve Michael ona ilk lanetini verdi:
''Bu diyarlarda gezdigin surece, sen ve senin cocuklarin atesten korkacak. Atesim sizin derinizi yakacak ve sizi mahvedecek.''
O gecenin sabahinda, ufuktan Raphael gorundu. Gunesin koruyucusu. Caine'e soyle dedi
''Adem'in oglu, Havva'nin oglu, kardesin abel cennetten senin gunahlarini affetti. Tanrinin bagislamasini kabul etmeyecek misin?''
Caine cevap verdi; ''Abel'in bagislamasi bir sey ifade etmez. Ancak ben kendimi affedebilirsem gercekten affolmus sayilirim'' ve reddetti.
Ve Raphael ona ikinci lanetini verdi:
''Bu diyarda gezdigin surece sen ve senin cocuklarin gun dogusundan korkacak. gunesin isinlari sizi ates gibi yakacak. Simdi git ve karanlik bir yere saklan, gunesin gazabini hissetmemek icin.''
Caine kacti ve karanlik bir magraya saklandi ve orda uyudu. Uyandiginda olum melegi Uriel onu kanatlarinin arasinda tutuyordu. Caine'e soyle dedi:
''Adem'in oglu, Havva'nin oglu, Tanri senin butun gunahlarini bagisladi, kabul et ve butun lanetlerinden kurtul.''
Caine cevap verdi; ''Tanrinin bagislamasiyla degil, kendi bagislamamla yasayacagim. Ben benim. Yaptiklarimi yaptim. Bu asla degismeyecek''
Ve Tanrinin kendisi, Uriel'in agzindan Caine'e son lanetini verdi.
''Sen ve senin cocuklarin, bu diyarda gezdigi surece karakliga tutunacaklar. Sadece kan icecekler. Sadece kul yiyecekler. Olumde olacaklari gibi olacaklar, ama olmeyecekler ve hep yasayacaklar. Son gunlere kadar dokundugunuz her sey yok olacak.''
Bu lanetle Caine aci bir ciglik atti. Gozlerinden kan geldi. Bu gelen kani bir kabin icine doldurdu ve icti.
Kafasini kaldirdiginda Gabriel karsisinda duruyordu, ve ona soyle dedi:
''Adem'in oglu, Havva'nin oglu. Babamin bagislayiciligi bildiginden cok daha buyuk. Simdi bile Affedilmeye bir yol acildi. Bu yola [Golconda] diyeceksin. Cocuklarina ondan bahset, cunku sadece bu yolla yeniden isikta yuruyebileceksiniz.''
İste ilk Vampir'in olus hikayesi ve Vampirlerin lanetlerini nasil aldigi.
--------------------------------------------------------------------------------
Salem cadilarinin bilinen oykusu soyle; Aslinda Salem Cadilarinin (gercek cadi olduklari suphe goturur bir gercek) 1692-93 yillari arasinda yaklasik 130-140 kisinin tutuklanmasina ve 19 kisinin asilmasina ve 1 kisininde ezilerek oldurulmesine sebep olan kizlar olduklari sanilmaktadir.
İngiliz kolonilerinin yasadigi Massachusetts yakinlarinda bulunan Salem Kasabasinin onde gelen tuccarlarindan, Samuel Parris, bir donem Barbados'la ticaret yapmis, oradan gelirken de yaninda esine ev islerinde yardimci olabileceklerini dusundugu bir cift kole getirmisti;Jhon ve Tituba. Tituba, Parris'lerin 9 yasindaki kizi Betty ve 11 yasindaki yegenleri Abegail'in bakiciligini yapiyordu. Ozellikle kisin soguk havalarda kizlar evin disina cikamiyorlar ve vakitlerinin cogunu Tituba'nin yaninda geciriyorlardi. O da onlara can sikintilarini atmalari icin bir suru vudu buyuculeri ve buyuleri iceren Barbados hikayeleri anlatiyordu. Onlari sok edebilecek kadar ilginc ve kotu ogeler iceren bu hikayelerden etkilenmeye baslayan kizlar, cok gecmeden Tituba'dan aldiklari bilgilerle kasabadaki yasitlari olan diger kizlarla birlikte karanlik islerle ugrasmaya basladilar. İlk zamanlar bir bardak icindeki suya yumurta aki koymak suretiyle ilkel olarak olusturduklari kristal kurelerde birbirilerinin fallarina baktilar, birbirlerinin kocalarinin neye benzeyecegi konusunda yorumlar getiriyorlar ve egleniyorlardi. Ancak eglenceli ve can sikintisini gideren bir oyun gibi devam eden olay, bir kabusa donusmeye basladi.
1692 yilinin Ocak ayindan sonra, kizlar sara gibi nobetler gecirmeye, garip sesler cikarmaya, yerlerde ve cukurlar icinde surunmeye, aci icinde vucutlarinin egip bukmeye basladilar. Kizlar, Tituba'nin buyuleriyle olan ilgilerini gizlemek icin mi yoksa gercekten buyulenmis olabileceklerinden korktuklarindan mi bilinmez; kasabada o gune kadar bu tur olaylarla hic adlari gecmemis cadilari (!) sucladilar.
O donemlerde cadi buyulerinin hastalik ve olum sebebi olduguna ve cadilarin guclerini Seytan'in kendisinden aldiklarina inanilirdi. Bu sebeple bu acilar icindeki masum (!) gorunuslu kizlarin acilarinin sona erdirilmesi icin onlari bu hale koyan cadilarin bulunmasina karar verildi. Sorusturma sirasinda kendi yaptiklarinin ortaya cikmasindan korkan kizlar bazi isimler vermeye basladilar.
Sorusturmadan hemen once, Mary'nin teyzesi cadilari bulmak icin buyuden yararlanmak istedi ve Tituba'ya tarifi eski İngiliz recetelerinden alinan bir Cadi Pastasi yapmasini emretti. Cavdar ve buyulenmis kizlarin cisleriyle yapilacak olan pasta, bir kopege yedirilecekti. Sonrasinda da kopek ya cildiracakti ya da gidip yeni sahibi olan cadiyi bulacakti. Parris, Seytan'dan kurtulmak icin Seytan'dan fayda bekleyen bu kadina cok kizmisti, fakat artik olanlar olmustu. Parris kilisede; "Aramizda Seytan geziniyor, Ofkesi yikici ve korkunc olacak ve en kotusu ne zaman susturulabilecegini ancak ve ancak Tanri bilir" diye konusma yapti.
İlk suclananlar; Tituba, kocasinin yoklugu zamaninda ailesiyle tek basina kalan Sarah Good ve usagi ile evlenmeden ayni evde nikahsiz yasayan yasli kadin Sarah Osborne oldular ve bu uc kadin hemen tutuklanarak mahkemeye cikarildilar. Kadinlarin sorgulari esnasinda ise kucuk kizlar (Cadilar) sara nobetleri gecirmeye basladilar ve cadilarin hayaletlerinin mahkeme salonunda dolastiklarini, onlara; saldirip tirnakladiklarini, isirdiklarini soylediler. Mahkeme heyeti tarafindan bunlari yaptirmamalari konusunda uyari alan Sarah Good ve Sarah Osborne masum olduklarini ve olaylarla bir ilgileri olmadiklarini yinelediler. Cadi pastasi olayindan bu yana surekli olarak Parris'ten dayak yiyen ve kucuk kizlara anlattigi hikayelerin ortaya cikmasindna korkan Tituba, cadi oldugunu itiraf etmek zorunda kaldi. Kendisini kurtarmak icin ise; kapkara bir kopegin onu tehdit ettigini ve kizlara iskence yapmasi icin zorladigini, biri kirmizi digeri siyah iki kedininde onu emri altina almis oldugunu soyledi. Ayrica geceleri her iki Sarah ve onlarin hayvanlari ile birlikte cadi toplantilarina ucarak gittiklerini anlatti. Bununla birlikte onu evvelki gece kucuk Ann'iye saldirmak icin zorladiklarini soyledi. Bu itiraflar sirasinda "Bir evvelki gece cadilar benim kafami kesmeye calistilar" diyerek bagirdi Ann. Bunun uzerine kucuk Ann'iden de tasdik gelince kadinlarin ucununde cadi (!) olduklarina kesinlik getirildi. Tituba olume gidecegini anlayinca esas buyuk darbeyi Salem Kasabasina indirmeye karar verdi ve cadilarin uc kisiyle sinirli olmadigini acikladi. Ona gore Salem'de 6-7 kisilik bir cadi grubu vardi ve bu grup uzun boylu, beyaz sacli ve hep siyah cubbeler giyen gizemli bir adam tarafindan yonetiliyordu. Sonraki gunlerdeki sorgularinda Tituba siyahlar icindeki bu adamin gelip kendisine defalarca Seytan'in defterini imzalatmaya calismisti ve o arada defterde Salem'de yasayan 9 kisiye ait imzayi gordugunu anlatti. Kizlarin uzerinden hayaletleri cekmesi icin uyarilan kadinlardan yasli olan Sarah Osborne agir zincirlere dayanamadi ve oldu. Bu dava icindeki ilk olumdu. Boylece ilk iki Cadi (!) Boston hapishanesine gonderilirken mahkeme heyeti diger cadilarin pesine dusmeye karar verdi.
Kasabada yasayan cadi grubunun haberini alan mahkeme kizlari daha fazla isim vermeleri icin zorlayinca, Ann Jr. daha onceden intikam duygusuyla dolu olan annesininde zoruyla kasabanin kongre uyelerinden birisinin karisi olan Martha Corey'i sucladi. Martha kucuk Ann'iyi bu sacma suclamadan vazgecirmek icin onu ailesinin yaninda ziyarete gitti. Ancak Ann korkunc nobetler gecirmeye basladi ve onun hayaletinin bir adami kazan icinde pisirirken gordugunu soyledi. Kizlardan Mercy ise, baska cadilarinda ona katildigini ve kendisini Seytan'in defterini imzalamasi icin zorladiklarini anlatti. Marta Corey mahkemede kendisini savunurken oldukca basarili idi. Ne varki kizlar onun savunmasi sirasinda derin acilar icindeydiler ve mahkemeye isirik izlerini gosteriyorlardi. Kasaba Heyetinden olan Kocasi bile onu itiraf etmesi icin zorlamisti.
Bir sonraki sanik ise bolgenin onde gelen isimlerinden Rebecca Nurse idi. İlk mahkeme sirasinda eger bu iki kadin suclanmis olsalardi saniriz ki mahkeme heyeti kizlari yalancilikla suclayacakti. Ancak olaylar oyle bir hal almisti ki herkes kizlarin agizlarindan cikacak isimlere bakiyordu. Rebbeca'yida yine Ann Jr. annesi suclamisti. Diger kizlarin da kendilerini tasdiklemesi uzerine aslinda kilise mensubu olan bu kadinda okkanin altina gitti. Bu arada Sarah Good'un 4 yasindaki kizida bu suclamalardan nasibini aldi ve annesi ile birlikte calismaktan suclandi.
Bu karambol esnasinda Mary'nin yanlarinda hizmetci olarak calistigi Procten ailesi (Ki bu aile eger nobetler gecirmeye devam ederse Mary'i cok kotu doveceklerini soylemislerdi ve bu da bir nevi cadilik sayilirdi), Rebbeca'nin kizkardesi (cunku ablasinin asilsiz olarak suclandigini iddia ediyordu) ve tabiki meshur Tituba'nin herseyden habersiz kocasi Jhon tutuklandilar. Kizlardan Abegail ise Mary'i defteri imzalamis olmakla sucladi (Cunku Mary yaninda calistigi aileden korkmus ve yaptigi suclamalari geri cekmek zorunda kalmisti). Boyle kucuk kizlar kendi aralarinda bir oto kontrol mekanizmasini olusturdular. Ya cadi olarak birilerini suclamak zorundaydilar ya da kendileri cadi olarak suclanacaklardi. Mary ile Martha'nin kocasi olan Giles, uzun yillardir Salem Kasabasinda yasayan ve Sansasyonel partiler veren Bridget Bishotl ve zaten akli yerinde olmayan ve cadi suclamasini seve seve kabul eden Abegail Hobes'ta tutuklandilar.
Nisan ayinda mahkeme, bu akli bozuk kadinin suclamalarina dayanarak kasabadan 9 kisiyi daha tutukladi. (Cok yasli bir adam olan Nenemiah, kendi anne ve babasi, Birdget'in oglu ve karisi, Rebbeca'nin diger kardesi Mary Esty, Zenci bir kole, Sarah Wilds ve Zengin bir tuccarin karisi olan Lina English). Artik mahkemeye sanik olarak sadece Salem Kasabasindakiler degil komsu kasabadakiler bile cagrilir hale gelmisti olaylar. Saniklar surekli iddialari reddediyor, kizlar ise israrla nobet ve ciglik krizleri ile birlikte onlari suclamaya devam ediyorlardi. Yeni saniklardan ise sadece Nenemiah'in bir cadi olmadigini acikladilar. Bu hesaplarina gore onlar; yasli, savunmasiz ve sucsuz insanlari suclamayacak kadar masum (!) ve aci ceken zavalli (!) kizlardi. Digerleri ise tutuklandilar. Olaylar cok kisa sure icinde gelisiyordu. Nisan ayinin sonuna gelindiginde ise 6 cadi (!) daha tutuklandi. Artik saniklar ve hikayeleri o kadar cok artmisti ki herkes olayin baslangini bile unutmaya basliyordu nerdeyse. Bu hikayeler icinde en ilginc olanlardan birisi ise soyle gelismisti: Maine'de oturan George Burroughs tutuklandi ve mahkemeye cikarildi. Eski zamanlarda Salem Kasabasinda bir sure papazlik yapmis bir adamdi ve o donemde kasaba sakinlerinin bir kismi ile tabiki ozellikle Ann Jr. annesi ile pek gecinememisti ve bu da intikam icin oldukca iyi bir yoldu. Onu ilk suclayan Ann Jr., bir papazin kendisine imzalamasi icin defteri getirdigini ve adinin ise Burroughs oldugunu soyledigini, bundan once ise bir cok insani kurban ettigini artik kendisinin cadi'dan bile ustun mertebede seytana cok yakin bir varlik oldugunu anlatti. Senaryo birbirine cok iyi baglaniyordu. Herkes Tituba'nin bahsettigi siyah cubbeli adamin bu olduguna emin olmustu. Mahkeme cadi grubunun efendisini, seytanin usagini yakalamis olmakla muthis bir gurur duymaya basladi ve tutuklanmalar son hiziyla devam etti.
1692 yili Mayis ayinin sonu geldiginde kucuk kizlarin suclamalari yuzunden hapiste ve sorguda olmak uzere nerdeyse 95-100 kisi kadar tutuklanmisti. Bazi yasal zorunluluklardan dolayi bu suclular bir ust mahkemeye cikana kadar beklemek zorundaydilar. Massachusetts'den yetkili bir yargic gelince asil davalar Haziran ayini buldu. Davasi ilk sonuclanan Bridget Bisholt oldu iki gun sonrada asildi. Bu arada Yargiclardan birisi kizlarin mahkeme sirasinda gordukleri hayaletlerin yeterli delil olusturmayacagini ve davalarin dusmesi gerektigini savunarak mahkeme heyetinden ayrildi. Tabiki onun bu hareketi cadilikla suclanmasina sebep oldu. Masum (!) kizlar onlerinde hicbir engel tanimiyorlardi. Bu hayalet gorme olaylari mahkeme heyetince de cesitli uzun tartismalara konu oldu ve sonuc olarak bunlarin tam bir delil teskil edilemeyecigine karar verildi ve baska guvenilir yollar aramaya basladilar. Cadilari kizlara dokundurmaya karar verdiler ve bu da digerinden farkli degildi. Kizlar aci dolu cigliklarla nobetler gecirmeye devam ettiler ve sonucta 20 Hazirana gelindiginde 6 kisinin daha asilmasina karar verilmisti bile.
Bu arada mahkeme sirasinda ilginc bir lanet olayida oldu. Mahkeme basladigindan beri cadi avcisi olarak bulunan Peder Noyes Sarah Good'u itiraf etmeye zorluyordu. Fakat Sarah kendisine "Ben senin bir buyucu oldugundan daha fazla cadi degilim. Eger sen simdi canimi alirsan, bir gun Yuce Tanri sana icmen icin bolca kan verecek" diye haykirdi. Peder Noyes olaylardan yaklasik 25 yil sonra buyuk bir ic kanama gecirdi ve oldu.
Kizlar artik kasaba icinde erisilmez bir guce sahip olmuslardi. Bu arada komsu kasabadaki cadilari (!) tanimadiklari icin isimlerini bilmiyorlar ve oradaki halktan bazilarini cagirip dokunma testi yapiyorlardi. Bu arada bazi saniklarda kendilerini idamdan kurtarabilmek icin baskalarinin isimlerini veriyor beni olaya bu zorladi, bana soyle yapmami soyledi gibi yalanlarla davayi dallandirip budaklandiriyorlardi. Komsu kasabadan bir yargic ve eski bir valinin oglunu sucladilar, isin en ilginci ise ayni kasabadan iki kopekte bu suclamalardan nasibini aldi. Yuzlerce insan yargilandi bir o kadari dokunma testinden gecti. Agustos ayina gelindiginde 4 kisi daha daragacinda sallandi. Peder Burroughs ise tam asilmadan once yuksek sesle dua ederek izleyenler ve halkin arasinda soylentilere neden oldu. Cunku o zamanki inanislara gore Seytan ya da onun usaklari dua edemezlerdi. Ancak kizlarin bastirilamaz hirslari sayesinde o da asilmaktan kurtulamadi ve hristiyan adetlerine gore gomulmeyi haketmedigi icin bir tepe uzerindeki sig ve kucuk mezara digerlerinin yanina gomuldu. Eylul ayinda ise ayni tepedeki mezarlara 8 kisi daha gonderildi.
Yargilama sirasinda suclamalari asla kabul etmeyen zengin ve varlikli Giles Corey, dava sonucunda mal varligina el konulacagini biliyordu. Bunun olmasini istemedigi icin davaya bakan mahkemeyi tanimadigini soyledi. Boylece mahkeme dayava bakamayacagi gibi mal varliginida korumus olacakti. Ancak Mahkemenin buna tepkisi hicte Corey'in bekledigi gibi olmadi. Salem meydaninda halka acik bir yerde Corey yere zincirlendi ve uzerinde buyuk bir tahta plaka konuldu. Bu plakanin ustu cok agir bir tas yigini ile kapatildi. Corey ezilmeye baslamisti ancak yinede itiraf etmiyordu sucunu ve ustune ustluk daha fazla tas koymalari icin onlara bagiriyordu. Bir ara fazla basinctan dili bile disariya firlamisti. Daha fazla tas konuldugu zaman Corey dayanamadi ve oldu. Daha sonra olaya bir aciklik kucuk Ann'iden geldi. Corey Seytanin defterini imzalarken asilarak olmeyecegine dair Seytandan garanti almisti.
O donemde kimse tarafindan tam olarak bilinmese bile bunlar son idamlardi. Kizlarin suclamalari tam bir histeri krizi durumuna ulasmisti ve en sonunda Mahkeme Heyeti Baskani Phips'in karisini bile cadilikla sucladilar. Bunun sonrasinda 29 Ekim tarihinde Phisp mahkemeyi dagitti, fakat hapishaneler cadilarla (!) doluydu. İslemlerin bitirilmesi icin umumi mahkemeler gorevlendirildi, artik davalara Salem'de degil her cadinin kendi yasadigi kasabada bakiliyordu.
Olaylarin sonuna dogru kizlarin gordugu hayaletler mahkemece delil olarak kabul edilmeyince suclamalarin buyuk bir kismi dusmus oldu. En son davaya ise Mayis 1693 yilinda bakildi ve kalan diger tum saniklar sucsuz bulundu. Boylece kabus artik sona eriyordu. Aslinda olaylarin baslamasina sebep olduguna inanilan Tituba serbest birakildi ve mahkeme masraflarinin karsilanabilmesi icin bir kole tacirine satildi. (Mahkemeye Ozel Not: O donemlerde saniklarin cogu suclamalari inkar ettikleri icin tutukluluk sureleri ve davalari uzun surmustu ve tabiki iskence gordukleride katilirsa ortaya cikan tum masraflar saniklara odettirildi.)
O donemlerde yasanan olaylar bu gune kadar video film piyasalarinda bulunan bir cok filme konu olmustur ve hala Salem kasabasina bir cok turist cekiyor. Cadilarin (!) gomuldukleri o sig mezarlarin bulundugu tepe aslinda coktan yuksek binalarla kaplanmis durumda ama soylentilere gore hala asilanlarin hayaletleri ortaliklarda dolanmaktadir
En son Yoshi tarafından Ptsi Ağus. 30, 2010 2:00 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
|