Tanrı Ile Yüzleşme
Pathos-Cypher kendisinin şövalyelerin kılıcından ve büyülerinden
daha güçlü olduğunu biliyor ve korkmuyordu.
Elinin bir hareketi ile öldürülen şövalyelerin cesetleri
canlandı ve bir zamanlar kardeşi oldukları savaşçıların
üzerine saldırdı. İlk zombi kılıcını kavradığında
hayatta olan Şövalyelerin zihninde bir dua canlandı.
Yeniden, rüyada öğrendikleri duayı okumaya başladılar.
Biz senin çocuklarınız
Uzun zaman unutmuş olsan da
Terketme bizi asla.
Öldürülen kardeşleri birer birer canlanıyor ve onlara karşı silahlanıyordu. Şövalyeler, hayatlarında ilk kez hem böylesine korkuyor hem de böylesine umut besliyordu. Dua etmeyi sürdürdüler.
Biz senin çocuklarınız
Uzun zaman unutmuş olsan da
Terketme bizi asla.
Ağızlarından dökülen sözcükler mağara duvarlarında yankılanıyordu.
Seninle yeniden bir olduk biz
Artık duyabilirsin sesimizi,
Dualarımıza kulak ver.
Dualara kulak asmayan Pathos-Cypher daha şiddetli saldırdı, şövalyeler hala direniyordu.
Sona yaklaşmaktayken,
Ezele kavuşmayı arzuluyoruz,
Bizi evimize kabul et.
Gökyüzünde yıldırım gibi bir ışık belirdi. Yaratıcı Logos kutsal yayını çıkardı ve kurtuluş için edilen dualardan aldığı yaşam enerjisi ile dolu sihirli okunu fırlattı. Ok, inançsız Pathos- Cypher’ın kötü kalbinden saplandı.
Pathos- Cypher son nefesini verirken Şövalyeleri lanetledi. “Bana eziyet eden herkes benim siyah kanımla lanetlensin!”
Logos’un korumadığı gözleri kör edecek bir parlaklıkla Pathos- Cypher ışığa karıştı ve mistik boşluğa gönderildi.
Sevgi dolu iki ses duyuldu sonra. “Çok uzun zamandır size kavuşmak, size dönmek için yol alıyorduk. Eve hoş geldiniz.”
Bazı şövalyelerin dudaklarından şu isim döküldü: “Logos.”
İçlerinden bazıları farklı bir ismi mırıldandı. “Akara.”